{ "title": "Kabuklu Midye", "image": "https://www.midye.gen.tr/images/kabuklu-midye.jpg", "date": "20.01.2024 02:50:02", "author": "engin aktu", "article": [ { "article": "Kabuklu Midye; satın alırken taze ve mümkünse canlı olmasına dikkat özen göstermelisiniz Özellikle midye, yaz aylarında çabuk bayatlar ve bozulur. Öncelikle midyeyi tanımak gerekirse; midye, birçok denizde, birazı tatlı sularda koloni şeklinde yaşarlar. Vücudu kireçli maddeden yapılmış olan iki eşit kabukla kaplıdır. Geneli zemin hayvanıdır. Solungaç solunumu ile yaşarlar. En fazla 60 cm boyları vardır. Yumurta ile çoğalırlar. 11.000 civarı çeşidi vardır. 30 yıla kadar yaşarlar.

Midyeler kabuklarından dolayı kolayca tanınabilen, birçok denizde kayalara, rıhtımların direklerine, gemilerin diplerine yapışık olarak yaşamakta olan yumuşakçaların, yassı solungaçlılar sınıfındandırlar. Salyangozların tek parçadan oluşan kabuğu yerine, bunlarınki iki parçadan oluşmaktadır. Bu iki kabuk birbirlerinin tam olarak aynısıdır. Midye bu iki sert kabuğun arasında hayatını sürdürür. Ayrıca manto adı verilen yumuşak bir zarla da çevrilidir. Üç kısımdan meydana gelen kabuklar mantonun salgılamasıdır. Dış kabuklarını, bir parçasının diğerine çapraz olarak uzanan kaslar aracılığıyla sıkı bir biçimde yapışık olarak tutar. Kabukların açılıp kapanması midyenin arzusuna göre yine bu kaslarla oluşur. Canlı midyelerin kabukları kapalı biçimde olmasına rağmen ölü olanlarının, işlevlerini kaybettiklerinden dolayı ligament sayesinde açılır.

Midyelerin baş kısmı bulunmaz. Ama kaslardan yapılmış olan bir çeşit ayağı bulunmaktadır. Bundan ötürü bunlara, balta ayaklılar ismi de verilmektedir. Yine kabukları arasında yassı levhaya benzeyen iki çift solungaçları vardır. Solungaçlarda bulunan küçük kirpiklerin devamlı olarak kıpırdanmasından dolayı, kabuğun üzerindeki delikten içeri giren su, bütün vücudu dolaşıp ardından, alttaki delikten dışarı aktarılır. Besinlerini de solungaç kirpiklerinin oluşturmuş olduğu su akımıyla sürüklenen, en küçük besin parçacıklarından sağlarlar. Böylece midye denizdeki küçük canlılarla beslenmiş olur. Midyenin ağız kısmı, üzeri kirpikli dört tane ağız kollarının uzantılarının arasındadır. Ağız boşluğunda, çenesi, tükürük bezleri ve çiğnemeye lazım olan yapılara rastlanmaz. Sindirim sistemi küçücük bir mide ve kısa bir bağırsaktan oluşmaktadır. Sürekli perikart boşluğu içinde bulunan kalp, bir karıncıkla iki kulakçıktan ibarettir. Kan solungaçlar arasından geçerken temizlenir. Midyenin eti yumuşak ayağı balta şekline benzer. Bu ayağın salgıladığı bir madde suyla bütünleşerek, bisüs adı verilen uzantıları oluşturur. Bu uzantılar sayesinde midye, arzu ettiği yere gider ve oraya yapışır. İstedikleri zaman iplikleri kopararak yer değiştirebilirler. Balta ayaklarıyla sıçrayabilen midyelerde vardır. Tarak midyeleriyse, manto boşluğuna almış oldukları suyu, iterek yüzebilirler. Bir kısmı, suyun giriş ve çıkış deliklerini dışarıda bırakıp kendilerini kum ve çamurun içine gömerler. Midyelerin çok az bölümünde göz bulunur. Göz olanlarda gözler, diğer hayvanlarda olduğu gibi vücudun ön uç kısmında değil, manto kenarı boyunca bir sıra halinde görünürler. Midyelerin çoğu ayrı eşeyli, çok az bir kısmı da hem erkeklik hem de dişilik özelliklerini taşırlar. Yumurta ile ürerler. Bir dişi midye, genellikle yaz aylarında 450.000 civarı yumurta bırakır. Döllenme suda gerçekleşir. Yumurtalar, genel olarak dişinin manto boşluğunda su ile giren spermler ile döllenir. Oluşan yumurtalar, bir müddet sonra anadan ayrılıp çengelleriyle kendilerini bir balığın solungaç veya yüzgeçlerine yapıştırırlar. Buradaki parazitlikleri, kabukları meydana geldiğinde genç midyeler halinde terk ederler. Bu başkalaşma beş yıl civarı sürer.

Midyeler küçük canlılar ile beslenmeleri sebebiyle, küçük kurtçukların fazla olduğu yerleri tercih ederler. Bu yerlerse genellikle denizlere lağım dökülen yerlerdir. Bu tip mikroplu sularda yaşayan midyeler, tifo mikrobunun kolayca yayılmasını sağlarlar. Demir ve bakır bulunan yerleri de çoğu zaman tercih ederler. Buralarda yaşayan midyeleri yiyen insanlar kolaylıkla zehirlenebilir. Ayrıca bazı zehirli yosunları yutmuş olan midye ve istiridye gibi yumuşakçaların yenmesiyle oluşan zehirlenmeler ciddi felçlere ve ölüme neden olabilir. Midye, tarak ve istiridye gibi organizmalar suyu ayrıştırırken, bu zehirli mikroorganizmaları besin olarak tüketirler. Zamanla bu midyeleri yiyen balıklarda da toplu ölümler görülebilir. İnsanda oluşan belirtiler, zehirli midyenin yenmesinden yaklaşık olarak birkaç dakika sonra başlar ve birkaç saatten birkaç güne kadar devam eder. Midye oldukça talep gören bir deniz ürünüdür. Midyenin dolması, pilavı, sarması, tava çeşitleri, fırını, mangalı, pilakisi, güveci gibi çeşitli yemekleri yapılmaktadır. Büyük midyelerden iç tava ve çöp kebap yapmak tercih edilirken, küçük ve etli olanlardan da ızgara haşlama veya pilaki yapılır.
" } ] }