Midye, Midye eğitim kitaplarında Latince (Mytilidae) olarak adlandırılmaktadır. Midye familyası yaşam alanları itibariyle çoğu denizlerde, azı ise tatlı sularda koloni şeklinde yaşarlar. Midye'nin vücudu kireçli maddeden yapılmış iki eşit şekilli kabukla kapalıdır. Türleri itibariyle zemin yakın alanlarda yaşamını sürdüren bir hayvanıdır. Solungaç solunumu yapmaktadırlar. 4 mm'den 60 cm kadar boyları vardır. Yumurta ile üremelerini gerçekleştirirler. Midye ailesini ömürleri ise türden türe göre değişmektedir. Deniz midyeleri genellikle 12-14 yıl arasında, dere midyeleri genellikle 20 - 30 yıl, ilginç bir şekilde tatlı su inci midyeleri hemen hemen 80 - 100 yıl kadar uzun bir süre yaşamlarını sürdürebilirler. Midye familyası yaklaşık olarak 11.000'den fazla türe sahip olduğu araştırmalar neticesinde öğrenilmiştir.
Midyenin Yapısı
Midyeler kabuklu yapısını nedeniyle kolayca tanınabilen, çoğunlukla denizlerde kaya, koylara, gemi ile vapur diplerine, rıhtım direklerine yapışık olarak yaşayan yumuşakçalardır. Yassı solungaçlılar grubundadır. Salyangozların tek parçadan oluşan kabuğu yerine, midyelerin iki parça sert ve katı kabuksu bir yapıdan ibarettir. Bu iki kabuk birbirlerinin sertlik ve yapısı itibariyle tamamen aynıdır.
Midye yapısındaki iki sert kabuğun içerisinde kalarak korunaklı olarak yaşar. Yapı itibariyle manto denilen yumuşak bir ince zarla da kaplıdır. Bu zar midyeyi kabuğun içerisinde dağılmamasını engellemektedir. 3 tabakadan oluşan kabuklar mantonun salgılarıdır. Dış kabuklarını, bir parçadan ötekine çapraz olarak uzanan çift kas sistemi aracılığıyla sımsıkı bir şekilde yapışık tarzda tutmaktadır. Midyenin isteğine göre kabukların açılıp kapanması bu kas yapısının anatomik yapısı ile sağlanmaktadır. Canlı midyeler kabuklarını genellikle kapalı tutmasına rağmen ölü midyelerin kasları konsantrasyonlarını kaybettikleri için ligament sayesinde açılabilirler.
Midyenin Organları
Midyeler sadece kabukla kapalıdır. Baş ve burun gibi yapıları bulunmamaktadır ancak kas yapısından oluşan bir çeşit ayağı vardır. Bu özellikleri nedeniyle balta ayaklılar olarak da adlandırılmaktadır. Yine kabukları arasında iki çift solungaçları bulunur. Bu solungaçlar görüntü itibariyle yassı levha biçimindedir. Solungaçlar küçük kirpikleri devamlı olarak kıpırdanmayla kabuğun üstünde bulunan delikten içeri giren su, bütün midyenin vücudu dolaşımını tamamladıktan sonra alttaki delikten dışarı bu su atılır. Beslenmelerini de solungaç kirpiklerinin oluşturduğu su akımı ile sürüklenen en küçük besi parçacıkları ile sağlarlar. Böylelikle midye denizdeki veya sulak bölgedeki küçük hayvancıklar ile beslenmelerini sağlamış olurlar. Midyelerin genel olarak ağzı; üzeri kirpik ile kaplı dört adet ağız kolunun uzantısı arasındadır. Ağız boşluğunda ise çeneler, tükürük bezleri ile çiğnemeye yarayan diş yapısı bulunmamaktadır. Sindirim sistemi birçok canlının aksine küçük bir mide ile çok kısa bir bağırsaktan ibarettir. Kalp perikart boşluğu içinde daima bulunmaktadır, bir karıncı ve iki kulakçıktan ibaret anatomik bir yapısı vardır. Birçok canlının aksine kan solungaçlar arasından geçerken temizlenmesini sağlamaktadır.
Midye yapı itibariyle etli, yumuşak ve görüntü itibariyle ayağı baltaya benzemektedir. Bu ayağın salgıladığı yapısal bir madde sayesinde su temasında katılaştığından bisüs denilen uzantıları meydana getirmektedir. Bu uzantı sayesinde midye, besin kaynaklarının fazla olduğu ere gider ve yapışabilirler. İstedikleri zaman yapıştığı bölgeden iplikleri kopararak yerini değiştirirler. Balta ayaklarıyla tür itibariyle sıçrayabilenleri de vardır. Tarak midyeleri manto boşluğuna aldıkları suyu basınçla itekleyerek yüzerek yer değiştirirler. Bazı türleri ise suyun giriş ve çıkış yapmış olduğu deliğini dışarıya doğru bırakarak kendilerini nemli çamur veya ıslak kum zemininin içerisine gömmektedirler.
Midyelerin nadir bir kısmında göz bulunmaktadır. Ancak midyenin başı olmadığından sanılanın aksine manto kenarında bir sıra halinde düzenli olarak bulunmaktadır. Diğer hayvanlarda görüldüğü gibi vücudun ön bölgesi uç kısmında değildir. Yaratılış gereğince manto kenarına sıralanmıştır. Midyelerin bir kısmında erkeklik ve dişilik özelliğine sahiptir ancak çoğu eşeylidir. Bir dişi midye yaz aylarında yaklaşık 450.000 civarında yumurta bırakabilirler. Midyede döllenme su içerisinde oluşmaktadır. Yumurtalar, ekseri dişi manto boşluğunda suyla girmeyi sağlayan spermler tarafından döllenmektedir. Yumurta içerisinden çıkan 1/2 mm uzunluğundaki kirpikli veliger serbest yüzen larvaları ana midyenin solungacına yapışarak yaşamını sağlar. Belli bir süre sonra anadan ayrılarak çengelleri sayesinde kendini bir balığın veya deniz canlısının solungaç veya yüzgeçleri üzerine tutunurlar. Bu tutunma balık ve deniz canlısı üzerinde bulunan parazitleri tüketerek kabukları meydana gelinceye kadar yaşamlarını burada sürdürürler. Kabukları meydana gelen genç midyeler balığı terk ederler. Bu aşama sanılanın aksine yaklaşık 5 yıl kadar sürmektedir.
Midyenin Beslenmesi
Genç midyeler beslenmesini ekseri küçük kurtçukların yoğun olduğu yerleri tercih ederler. Dikkat edilirse besin yönünden zengin olan denizlere lağım dökülen yerler ve çamurlu bölgelerde çok fazlaca bulunmaktadırlar. Bu tarz mikroplu sularda yaşamlarını sürdüren midyeler insanların tüketmesi halinde tifo mikrobu gibi birçok hastalığın insana bulaşmasını kolayca sağlar. Demir tarzında oksit oluşturan bölgeleri seven midyeler tüketildiği taktire, tüketen kişide zehirlenme belirtileri gözlemlenmektedir. Ayrıca bazı zehirli bitkileri tüketen midye ciddi felçlere hatta ölümlere sebep verebilir. Bu nedenlerle Sağlıklı olarak bir midye tüketilmek isteniyorsa temiz ve sağlıklı deniz veya göllerde yetişen doğal midyeler tüketilmelidir.